12 Kasım 2011 Cumartesi

kırk tilki üç maymun

Kafamda kırk tilki üç maymun.
Bin ateş bir mum.
Kan ve bir yudum.
Bi mezar açıldı bin kum.
Kırk tilki üç maymun.
Görmedim duymadım bilmiyorum.     

Bir resim iki insan.
Iki nefes biri duman.
Gece anne gün doğuran.
Üç tırnak izi biri kan.
Bir doğru son yalan. 

Published with Blogger-droid v2.0.1

2 Kasım 2011 Çarşamba

ESKITILEN ASK

Zamanda eskitilen ne varsa..
Üstüne pisledi kırlangıclar duvar yuvalarında..
Camur yağdi  ne kadar unutulan yer varsa..
Karanlık bi toz duman cöktü üsüyen sonbahara..
Anla sevigili elinin acisi daha da önem kazandıgında kalbinin acisindan..
Kaçan corabın teninden daha degerli oldugunda..
Kimle olduğundan cok olduğun yere bağladığında..
Yolunu kaybedecek bu papatya yüzlü siirler karanlığında..

BIR KENTIN DAR SOKAGI

Ask nereye göturur beni bilinmez..
Bi kentin dar karanlık sokaklarında sendelerken..
Hüzünlerle yüklu bulutlar her acıklı sahnede gözyaslarıyla bedenimi islatırken..
Nereye gittigini bilmeyen ben..
Sen diyordum yine sadece sen..

BİR İHTİMAL

Birlerden nefret ediyorum..
Bi dokunus bi öpucük..
Bi gidis bi terkedis bi nefret bi ask..
Bi tutku bi karmasa..
İkili olamamktan nefret ediyorum..
Biz yerine ben demekten..
Bide bi ihtimal var tabi..
Bi ihtimal olur bi ihtimal gelir..
Yada bi ihtimal biter..
Bence tek bi ihtmal var..
Oda ölum sevgilim..

Bi ihtimalde olsa ölume gelir misin benimle..
Kirpiklerimde takili bakıslarmi sna versem..
Saclarından havalanan kelebeğe gizlensem..
Peki sni cok sevsem..
Bi ihtimal gelirmisin benimle ölume..

28 Ekim 2011 Cuma

Aldatmak


  Onunla bir kere daha buluşması, yaşadıklarını bir kaçamak olmaktan çıkaracak, kendisini bir labirent gibi içine alıp bu yaşananları bir daha kolay kolay dışına çıkılamayacak bir maceraya dönüştürecekti. Bunu hissediyordu. Kaçacaksa şimdi kaçmalıydı, daha sonra çok geç olacaktı. Böyle olacağını hissettiği, hatta bildiği halde kaçmak istemiyordu. Yaşadıklarının yarattığı heyecan ve zevk kadar, hatta belki de daha çok, bundan sonra neleri nasıl yaşayacağına dair içindeki merak, kaçmasına izin vermiyordu.
Published with Blogger-droid v2.0

18 Ekim 2011 Salı

mantik hatasi

Aldatilma korkusuyla dolup tasan paranoyak beyinler uzaklasmak icin atilan her adimda yalnizliga daha cok yaklasirlar. Aldatilma korkusuyla uyuyan zatlar ben neden aldatildim edasiyla goz acarlar sabaha. Halbuki ne aldatilmistir aslinda kadin ne de aldatilacaktir. Korku mantigi ele gecirir ve mantik aldatir kadini...
Published with Blogger-droid v1.7.4

16 Ekim 2011 Pazar

Ucuz Kadın Kokusu

    Soguktu.. Ve çırılçıplak.. Dokunmak acı vermeseydi dokunurdum belki.. Zaman yoktu lakin kumları akacaktı elbet.. Özlemek bi hüzünlü şarkıyı çagrıştırdı dudaklarda.. Özlemek bi hüzündü aslında.

   İnanırdım belki bende, zindanda yasamadığıma, şayet, görseydim bana uzanan ellerini. 

   Ben gitmem diyenlerin kendilerine inat, ilk giden oldukları bi gemiydi benimkisi.. Deniz de yoktu aslında; bi karada duran bi gemiydi. Hiç yüzmeyi bilmeyecek bi gemi..

                     ‘ Zaman bi ilac mı yoksa hastalığın ta kendisi mi ? ’

    Kulağımda  bilmediğim sesler.. Kargaşa ve karanlık.. Bi gece lambsı kırmızı ve yanan sigaralar.. 

           Uyuyamıyorum.. uyku ağır.. Uyku kırmızı rüya kan..  Yatak zindan gece zifiri..

                              UCUZ KADIN kokardı teni, severdim..

19 Eylül 2011 Pazartesi

çeyrek geçe

...Neden bilmem hep çeyrek geçelerde bi hüzün çöker çürük bedenime. Kangren tutumlarda kalır düşünce dediğin o sancı.
               Kırmızı sarar bazen yeri bazen sadece bi nokta kalır uzakta. Son gidişinde ceyrrek geciyordu zaman. Çeyrek geçiyordu akrep yelkovan.
    Ve sen beni geciyordun uçmanın tadına varan yavru kuş misali.

17 Eylül 2011 Cumartesi

Yani

Geçtiğimiz yolları arıyor gözüm yine
Sanırım şehir uzakta kalıyor

Ellerimi uzatsam tutmak isterim günü
Ama güneş her gece tepemde doğuyor

Yani olmuyor, olmuyor istesem de
Kimse gelmiyor beklesem de
Yani olmuyor, olmuyor istesem de
Kimse gelmiyor

Yaz kokusu duyardım kışın ortasında bile f
Uzun cümleler kurardım konuşurken
Eski filmlerde kaldı böyle sözler deniyor
Ama şimdi filmler bile eskimiyor

. . .

Aslında benden başka kimsenin kırmızı melekleri göremedigini biliyorum çünku onlar benim bakışlarımda gizli ama yine sormak hoşuma gidiyor; sizde gördünüz mu kırmızı melekleri ?

16 Eylül 2011 Cuma

Duygu durum bozukluğu

Bulutlar vardı evet ama hep yağdılar ciseleyerk. Olsun ıslakta severım seni demiştim. Aslında ne bulut vardı ne de su. Gözumu açtıgımda gun yoktu guneş yoktu. Bir vagonun bana ayrılan bölumunde tersten gitmekteydim hayata. Sen severdin mor çiçekleri sanırım düşürdn çiçeklerini evet evet duşurdn yaprak yaprak hepsini ezip gecmezsin sen.

Meksika körfezine vurdum sanırm yorgun ve yaralıyım. Ama acımıyor güçluym artık hissetmıyorum yaralarımı. Ama şakagım kanıyor benim. Ölucek miym ? Elveda meksika elveda juliet elveda romeo kırmızı kelebek ve balık kokan adamlar elveda ben öldüm.

15 Eylül 2011 Perşembe

Yılmaz Erdoğan severim ben

Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı... 'bir insanı sevmekle başlıyordu her şey'
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu

Mükemmel aşk yok-muş

..Varla yok arası gidip gelen bi adamın meleksi vasıflarla donanmıs bi kadına asık olmasıydı benimkisi.. Öle sevdim ki kaptırdım gittim kendimi sevgi öyle büyüdü ki tastı yuregimden mukemmel ask yoktur unutmusum..
Mukemmel sanmısım ya mükemmeliyete ulasamamak agır gelmis yuregime ve bitmis sen bitti diyemeden.. yasanamayanlar bitmis hayallerle birlikte..
O anda ne bi ruzgar esti yuregime ne bi dalga koptu gözlerime öyle yukseldi ki duvarlar kapladı yuregimi sevdigimi unttm..unutamayacagımı unuttum..
Ben bi yarımı duvarların ardında unuttum..

İçilmeyen kahvenin hatrı

Yine kahve yaptım kendime ve sana..
Her zaman ki gibi icmemissin yine duruyordu masada..
Kahveni icmicek misin dedim ses yoktu..
Sana diyorum sevgilim icmicek misin..
Ses yoktu..
Gözlerim doldu sustum..
Gittigini unutmusum..

Kırmızı severim. Çocukluğum tadında.

Kırmızı kırlangıç sadece bir blog değil aslında bir değerler bütünüdür. Öyle ki bu blogda okuduğun herşey aslında senden bir parça, her parçada senden bir değer taşır.
     
  Bu blogu  kurmama vesile olan saygı değer -kırmızı sever- arkadaşım Funda KARATAŞ'a teşekkür ediyorum saygılarımla;
                       R. Burak Şahiner